Bir kış akşamı pencereden dışarıya bakıyordum , burnumu pencereye dayadım , nefesimle buhar çıkarıyordum , babam gelecekti , ille gelirdi . O böcek yeşili minübüs gelecekti yolun aşağısından.
Ah canım babacığım , özledim seni , en çok o severdi beni . Akşam ezanı okunuyordu , evet gelecekti . Dışarı çıktım , hava soğuk olmasına rağmen yola bakacaktım . Yol yokuş aşağı doğru ve yolun her iki tarafı çam ağaçlarının sayesinde bir tünel şeklini almıştı . Birini beklemek ne kadar zormuş . Yağmurda çiselemeye başlamıştı , evin balkonuna kaçtım . Demirlere sarılıp duruyorum , beklediğim adam farlarını yakmış yolu yokuş olduğu için ağır gidiyordu . Geçerken penceresinden bana baktı , o gülümseme , bıyıklarının altından dişleri gözüktü . Araba doluydu ama bunlar yabancı , hiçte bize benzemiyorlardı . Allah Allah , dedim kendi kendime , araba yolun yukarısındaki caminin önünde durdu ve hepsi indi . Bu insanlar kimi sakallı kimi sarıklı , beyaz elbiseleri ile yeşil sarıkları vardı .Babamda onlarla indi , tabi ezan verdi namaz kılacaklar . Babam bana gel diye işaret ediyor . Koşarak nefes nefese yanına vardım . Başımı okşayıp , kulağıma "annene söyle misafir var çoook yemek yapsın , tamam mı? " dedi gidecekti ki ben "baba , annem evde yok ama , kocaman bir yemek yaptı zaten , galiba lahana yemeği " dedim . O çabucak camiye girdi bende eve döndüm . Annem gelmiti ona babamın söylediklerini söyledim . Ona telaş aldı zaten . Neyse ki babam yemekleri evden alıp camiye götürdü . Babamla camiye yemeği götürürken , amcanın bir tanesi babama bu çocuk ingilizlere benziyor , deyince benim tepem attı . "baba ben ingilizlere benzemiyorum ki ben sana benziyorum " ikiside güldüler bu cevabıma .
Babamla amca konuşurken ona bakıyordum , başında yeşil sarığı ortasında beyaz fesi vardı uzun entari gibi bir şey giyiyordu yelegi ve belinde kuşak gibi bir şey .
"Biz İngilterede müslüman olduk , müslümanlığı müslüman ülkelerde görüp tebliğ yapacağız . Biz de bu akşam herkesi camiye çağırıp , sohbet yapmak isteriz . Kardeşlerimizi görmek onları ne kadar sevdiğimizi anlatmak istiyoruz . Yardımcı olursanız seviniriz " amca gitti . Babam bana dönüp " gördün mü bak bizi seviyor dedi , müslümanlar kardeştir , kardeşi kardeşini sevmedikçe iman etmez . Bunu sakın unutma , onlar köy köy gezip , Kuranı , sünneti islamı anlatacaklar . Sonrada kendi ülkelerine gidecekler . " Ayağa kalktı , bana döndü "eve git , geç oldu ben geç gelirim . Belkide onlarla kalırım . Beni beklemesin annen ." dedi arabadan bir kutu aldı bana verdi , eve götürdüm . İçinde ne vardı acaba , meraktan açtım . Kuran-ı kerimler vardı , en üstekini aldım , baktım sayfanın sonunda babam bir şeyler yazmış , Kuran okuyun diyordu , Kuran okuyan Rabbiyle konuşur , evine bereket gelir , vasiyet gibi bir şeydi .
Babam o akşam eve geç geldi , Sabahta erkenden gitti , Anca akşama gelirdi artık . Ben camiye doğru yürüdüm , cami üç yol ortasında küçük bir yerdi . Cami küçük olduğu içinde , yeni cami yapılıyordu karşısında . Caminin sağ yolu üzerinde camlı kapı vardı , yaz olduğu için açıktı , Kenarına ililiştim , birazdan arkadaşlarım gelecek okula gidecektik . Öğlen arası bugün okul geç bitiyordu . İçerde biri bir şey anlatıyordu , bizim insanlarımızdan değildi ses . Galiba dün gelenlerden idi .
"Biz dünyanın her yerinden geldik , kimimiz İngiliz, kimimiz, ispanyol,grandalı , amerikalı, kanadalı,fransız ,almanlarız . Hepiz de İslamı seçtik elhamdülillah . Hepimiz din kardeşiyiz , Irklarımız ayrıda olsa dinimiz aynı . Dillerimiz farklı olsada gönlümüz bir . Sizi çok seviyorum , dedi
Bizi ağırladınız ,ikramlarda bulundunuz . İnşallah bir nebzecik olsun , faydamız oldu . Sizlerde inşallah bizim taraflara gelin ." dedi bende o sır a arkadaşım gelince okula yollandım .
Babam o yeşil münübüsü ile onları alıp gitti . Cami yapılana kadar onlarda gelen çok oldu . İslam gelişiyor ve büyüyordu . Ama hala dünyayı Amerikalılar yönetiyordu .Babam ölene kadar tebliğinden vazgeçmedi , Bize en güzel hediyesi Kuranı -ı Kerimdi . Hala baş köşede o Kuran-ı Kerimi Tutuyorum .
Ah canım babacığım , özledim seni , en çok o severdi beni . Akşam ezanı okunuyordu , evet gelecekti . Dışarı çıktım , hava soğuk olmasına rağmen yola bakacaktım . Yol yokuş aşağı doğru ve yolun her iki tarafı çam ağaçlarının sayesinde bir tünel şeklini almıştı . Birini beklemek ne kadar zormuş . Yağmurda çiselemeye başlamıştı , evin balkonuna kaçtım . Demirlere sarılıp duruyorum , beklediğim adam farlarını yakmış yolu yokuş olduğu için ağır gidiyordu . Geçerken penceresinden bana baktı , o gülümseme , bıyıklarının altından dişleri gözüktü . Araba doluydu ama bunlar yabancı , hiçte bize benzemiyorlardı . Allah Allah , dedim kendi kendime , araba yolun yukarısındaki caminin önünde durdu ve hepsi indi . Bu insanlar kimi sakallı kimi sarıklı , beyaz elbiseleri ile yeşil sarıkları vardı .Babamda onlarla indi , tabi ezan verdi namaz kılacaklar . Babam bana gel diye işaret ediyor . Koşarak nefes nefese yanına vardım . Başımı okşayıp , kulağıma "annene söyle misafir var çoook yemek yapsın , tamam mı? " dedi gidecekti ki ben "baba , annem evde yok ama , kocaman bir yemek yaptı zaten , galiba lahana yemeği " dedim . O çabucak camiye girdi bende eve döndüm . Annem gelmiti ona babamın söylediklerini söyledim . Ona telaş aldı zaten . Neyse ki babam yemekleri evden alıp camiye götürdü . Babamla camiye yemeği götürürken , amcanın bir tanesi babama bu çocuk ingilizlere benziyor , deyince benim tepem attı . "baba ben ingilizlere benzemiyorum ki ben sana benziyorum " ikiside güldüler bu cevabıma .
Babamla amca konuşurken ona bakıyordum , başında yeşil sarığı ortasında beyaz fesi vardı uzun entari gibi bir şey giyiyordu yelegi ve belinde kuşak gibi bir şey .
"Biz İngilterede müslüman olduk , müslümanlığı müslüman ülkelerde görüp tebliğ yapacağız . Biz de bu akşam herkesi camiye çağırıp , sohbet yapmak isteriz . Kardeşlerimizi görmek onları ne kadar sevdiğimizi anlatmak istiyoruz . Yardımcı olursanız seviniriz " amca gitti . Babam bana dönüp " gördün mü bak bizi seviyor dedi , müslümanlar kardeştir , kardeşi kardeşini sevmedikçe iman etmez . Bunu sakın unutma , onlar köy köy gezip , Kuranı , sünneti islamı anlatacaklar . Sonrada kendi ülkelerine gidecekler . " Ayağa kalktı , bana döndü "eve git , geç oldu ben geç gelirim . Belkide onlarla kalırım . Beni beklemesin annen ." dedi arabadan bir kutu aldı bana verdi , eve götürdüm . İçinde ne vardı acaba , meraktan açtım . Kuran-ı kerimler vardı , en üstekini aldım , baktım sayfanın sonunda babam bir şeyler yazmış , Kuran okuyun diyordu , Kuran okuyan Rabbiyle konuşur , evine bereket gelir , vasiyet gibi bir şeydi .
Babam o akşam eve geç geldi , Sabahta erkenden gitti , Anca akşama gelirdi artık . Ben camiye doğru yürüdüm , cami üç yol ortasında küçük bir yerdi . Cami küçük olduğu içinde , yeni cami yapılıyordu karşısında . Caminin sağ yolu üzerinde camlı kapı vardı , yaz olduğu için açıktı , Kenarına ililiştim , birazdan arkadaşlarım gelecek okula gidecektik . Öğlen arası bugün okul geç bitiyordu . İçerde biri bir şey anlatıyordu , bizim insanlarımızdan değildi ses . Galiba dün gelenlerden idi .
"Biz dünyanın her yerinden geldik , kimimiz İngiliz, kimimiz, ispanyol,grandalı , amerikalı, kanadalı,fransız ,almanlarız . Hepiz de İslamı seçtik elhamdülillah . Hepimiz din kardeşiyiz , Irklarımız ayrıda olsa dinimiz aynı . Dillerimiz farklı olsada gönlümüz bir . Sizi çok seviyorum , dedi
Bizi ağırladınız ,ikramlarda bulundunuz . İnşallah bir nebzecik olsun , faydamız oldu . Sizlerde inşallah bizim taraflara gelin ." dedi bende o sır a arkadaşım gelince okula yollandım .
Babam o yeşil münübüsü ile onları alıp gitti . Cami yapılana kadar onlarda gelen çok oldu . İslam gelişiyor ve büyüyordu . Ama hala dünyayı Amerikalılar yönetiyordu .Babam ölene kadar tebliğinden vazgeçmedi , Bize en güzel hediyesi Kuranı -ı Kerimdi . Hala baş köşede o Kuran-ı Kerimi Tutuyorum .